32 yıllık bir aranın ardından İtalya'nın sağ koalisyon hükümeti, ülkenin nükleer enerjiye geri dönüşünü sağlayacak bir yasa tasarısını benimsedi. Tasarı, Bakanlar Kurulu'nun onayını alarak, son teknolojiye sahip küçük reaktörlerle nükleer enerjiye dönüşü hedefliyor. İtalya, 1986'daki Çernobil felaketinden sonra 1990 yılında nükleer santrallerini kapattığından, bu önemli bir adım olarak görülüyor.
Ekim 2022'de iktidara gelen ve enerjide dışa bağımlılığı azaltma arayışı içinde olan Giorgia Meloni liderliğindeki hükümet, bugün nükleer enerjiye dönüş konusunda somut ilk adımını attı. Daha önce ara sıra bu konuyu gündeme getiren Meloni, Bakanlar Kurulu'nun ardından sosyal medya üzerinden bir video mesaj yayınlayarak, hükümetin İtalya için enerji güvenliği ve stratejik bağımsızlık sağlayabilecek güvenli, temiz ve düşük maliyetli enerjiyi garanti altına aldığını duyurdu.
İtalya Çevre ve Enerji Güvenliği Bakanı Gilberto Pichetto Fratin, kabul edilen yasa tasarısının, önceki nükleer deneyimlere göre farklılık gösterdiğini belirtti. Buna göre yeni yasa, büyük nükleer santrallere dayalı mantığı terk ederek yeni nesil füzyon teknolojilerine farklı araçlarla yaklaşıyor. Yasa tasarısının, parlamentonun onayını takiben 12 ay içinde düzenleyici işlemlerle yürürlüğe gireceği açıklandı.
Son dönemde artan enerji maliyetlerine karşın ailelere ve işletmelere yönelik 3 milyar euroluk bir mali destek paketinin de kabul edildiği belirtildi. Başbakan Meloni, sosyal medyada paylaştığı konuşmasında, yüksek enerji faturalarıyla mücadele etmek için aileleri ve girişimleri desteklemek amacıyla 3 milyar euroluk bir kaynak ayırdıklarını belirtti ve bu kaynaktan yaklaşık 1,6 milyarının aileler, 1,4 milyarlık kısmının işletmelere aktarılacağını açıkladı.
Nükleer enerji üretmeyen Avrupa'nın büyük ekonomilerinden biri olan İtalya, 1963'ten 1990'a kadar nükleer enerji üretip kullanmıştı. Çernobil felaketinin ardından, 1987'de yapılan halk oylaması sonucunda ülkedeki nükleer santraller 1990 yılında kapatılmıştı. Nükleer enerji üretimine dair yasağı kaldırmaya yönelik 2011'deki bir halk oylamasında ise yasağın devam etmesi yönünde karar verilmişti.