Son yıllarda artan küresel gerginlikler, dünya genelindeki uzmanları endişelendirmeye devam ediyor. 350'den fazla uluslararası uzman, önümüzdeki on yıl içinde büyük bir dünya savaşının patlak verebileceğine dair alarm veriyor. Bu uzmanlar, mevcut jeopolitik risklerin ve ekonomik belirsizliklerin bir araya gelmesi durumunda, uluslararası ilişkilerde ciddi bir kırılmanın yaşanabileceğini vurguluyor. 2033 yılına kadar bu öngörünün gerçekleşme ihtimali konusunda karamsar bir tablo çizen uzmanlar, okyanus ötesi gerilimlerden, bölgesel savaş tehditlerine kadar birçok faktörü göz önünde bulunduruyor.
Bugün, dünya çapında yaşanan ekonomik sancılar, ülkeler arasındaki ilişkileri etkileyen önemli bir faktör haline geldi. Uzmanlar, küresel ticaret savaşları, enerji kaynakları üzerindeki kontroller ve mali istikrarsızlıkların, büyük bir savaşın tetikleyicisi olabileceğine dikkat çekiyor. Özellikle, doğal kaynakların azalması ve bu kaynaklar üzerindeki çekişmelerin artması, ülkeleri savaşarak çözüm aramaya yönlendirebilir. Bunun yanında, sıklıkla yaşanan diplomatik krizler, bazı ülkelerin anlaşmalardan çekilmesi ve çok uluslu yapılar arasındaki gerginlikler de dikkat çeken bir diğer unsur olarak öne çıkıyor.
Teknolojik gelişmeler, savaş stratejilerini ve tehditleri derinden etkileyen bir başka önemli faktör konumunda. Siber saldırılar, insansız hava araçları ve siber güvenlik eksiklikleri, modern savaşın doğasını köklü bir şekilde değiştirdi. Uzmanların raporlarında, bu teknolojik ilerlemelerin hızlı bir şekilde yayılması ve ülkeler arasındaki düelloların dijital ortama kayması, savaşın görünümünü ve sürekliliğini etkileyebilecek unsurlardan biri olarak değerlendiriliyor. Ayrıca, nükleer silahların yayılması ve bu silahların kontrolündeki güçlerin artması, uluslararası güvenliği tehlikeye atan bir durum olarak yorumlanıyor.
Sonuç itibarıyla, 350 kadar uzmanın pozitif bir bakış açısı ile dünyaya dair gelişmeleri izlediği düşünülürse, dünya genelinde mevcut risklerin ve dolayısıyla savaş tehdidinin ciddi bir şekilde göz önünde bulundurulması gerektiği ortaya çıkıyor. Uzmanlar, bu tür bir gelecekte yaşanacak çatışmaların yalnızca doğrudan etkilenecek ülkelerle sınırlı kalmayacağını, tüm dünyanın etkisi altına gireceğini belirtiyor. Bu tür öngörüler, ülkelerin gelecekteki dış politikalarını şekillendirecek uygulamalar geliştirmeleri ve önleyici adımlar atmalarını gerektiriyor
Önümüzdeki on yıl içinde olası bir dünya savaşının çıkması, hem insani dramlar hem de ekonomik yıkımlar açısından sürdürülebilir bir geleceği tehdit ediyor. Bu nedenle, dünya çapındaki liderler ve politikacılar, etkili diplomatik çözümler üretebilir ve bu tür tehditlere karşı işbirliği içinde hareket edebilirlerse, olası bir felaketin önüne geçme ihtimallerini artırabilirler.